Skip to main content

İnsanların et yeme alışkanlığına geçişleri, tarihsel bir süreçte gerçekleşmiştir. İnsanlar, başlangıçta meyve, sebze ve otlarla beslenirken, doğadaki kaynakların azalmasıyla birlikte avladıkları hayvanları taklit ederek avlanmayı ve et tüketimini öğrenmişlerdir.

Hayatta kalmak için başka bir seçenek olmadığında, insanlar büyük hayvanları avlayıp etlerini tüketmeye başlamışlardır. Başlangıçta etler çiğ olarak tüketilmiş, ancak zamanla insanlar eti pişirmeyi keşfetmiştir. Keskin aletlerin icadıyla birlikte etlerin kesilip doğrandığı ve pişirilerek tüketildiği düşünülmektedir.

Yerleşik hayata geçildiğinde, insanlar tarım yapmaya başlamış ve zor bulunan bitkileri yetiştirmeye başlamışlardır. Bu süreçte insanların damak zevkleri gelişmiş ve avladıkları hayvanların etlerini çeşitli sebzeler ve otlarla birleştirerek yemekler yapmışlardır. İlerleyen zamanlarda insanlar hayvanları sadece avlamak yerine beslemeye başlamış ve sığır, manda, koyun, keçi, kuzu, tavuk, ördek, kaz gibi birçok hayvanın yetiştiriciliği mesleğe dönüşmüştür.

Elbette bu et yeme alışkanlığı, insanların fiziksel gelişimini de etkilemiştir. Zaman içinde et tüketimiyle beslenen insanların boyu uzamış, kiloları artmış ve fiziksel güçleri artmıştır. İnsanların sindirim sistemleri de et tüketimine adapte olmuş ve gelişmiştir. Dolayısıyla insanlar aslında otçul bir canlı olmalarına rağmen et yeme alışkanlığı geliştirmişlerdir.

Et yeme alışkanlığı, insanlar için vazgeçilmez bir hâle gelmiş ve dünya genelinde birçok kültürde önemli bir yer edinmiştir.

Mesaj Gönder
Merhaba
Size nasıl yardımcı olabiliriz